Kanımızın kırmızı olmasının nedeni alyuvarlarda bulunan hemoglobinle demir atomlarının birbirine bağlanmasıdır. Mesela demir yerine magnezyum bağlanmış olsaydı kanımız yeşil olurdu.
Hayatımızı devam ettirebilmek için vücudumuzdaki her hücre oksijene ihtiyaç duyar. Kanımızda bu hücrelere oksijeni taşıyan yaşamsal sıvıdır. Her nefes alıp verişimizde havadan aldığımız oksijen akciğerlerimiz vasıtasıyla vücudumuzun her yerine ulaşır. Akciğerlerlerden geçen hava yani oksijeni hücrelere aktaran kanımız, kalp tarafından emilir ve tekrar oksijen depolayabilmesi için akciğerlerimize pompalanır. Bu süreç hep böyle devam eder.
Kanımızda özel bir molekül bulunmaktadır. Temeli demir olan bu molekülün görevi kanımızın içinde oksijen moleküllerini tutup, damarlarda taşıyarak, hedefe ulaşıldığında bırakmaktır. Kırmızı kan hücrelerini, yani alyuvarları çevreleyen ve aslında demir içeren bir protein olan hemoglobin, oksijenle birleşerek bilinen kırmızı rengini oluşturur. Kırmızı hücreler yani alyuvarlar kana rengini verir. Sayılarının fazlalığının sebebiyle, kanın rengi kırmızı olur. Hemoglobin ise alyuvarların içerisinde bulunan ve kana kırmızı rengini veren maddedir.
Damarlarımız Neden Mavidir?
Aslında bu bir göz yanılgısı ve ışık kırılmasından ibarettir. Vücudumuza gelen ışığın bir kısmının derimizde emilip, bir kısmının da yansıtılmasıyla alakalıdır. Derimizden görünen mavi rengin enerjisi ve dalga boyu, daha yüksek ışıklar yansıtılıp gözümüze geldiği için damarlarımız bizlere mavi renk görünür. Ten rengi koyu insanlar damarlarının bu mavi rengini pek göremezler. Bunun nedeni tenlerine rengini veren melanin adlı maddenin derilerinin yüzeyinde(koyu olduğu için) neredeyse bütün ışık dalga boylarını yayamamasından kaynaklanır.
Yorum Ekle